Tribundergi.com / Tribun Dergi

Herhalde en gurur verici şeydir ezeli rakibinin takdirini kazanmak...Helal olsun ayağınıza taş değmesin.

Beyler alınmaca gücenmece yok, yukardaki arkadaş çok haklı.İyisi mi şöyle sağlam bir vizyonla amatöre düşüp, elden ele satılıp, sermaye sahiplerinin elinde iktidar yanlayarak stadı da yaptıralım, en üst lige çıkalım.

Daha önce de sordum tekrar sormak istiyorum.Sportif Direktör bu takımda ne iş yapıyor?Kendisi 2019 sezon başlangıcında takıma tekrar gelmişti. Soner Tolungüç sonrası 1 yılda bu 4. TD'dür. Her TD ortalama 3 ay çalışmaktadır. Bu sürede 1,5 puan ortalaması tutturan TD yoktur. Neden kimse bu pozisyonun ne işe yaradığını, konu personelin hangi görev tanımı ile istihdam edildiğini söylemiyor? Hangi durumda başarılı, hangi durumda başarısız addedilir kendisi? Çok rica ediyorum bir bilen açıklasın.

İnanılmaz yorumlar var gerçekten. Hele ki bazı yorumlar gerçekten finansı, yönetimi, spor kültürünü çok iyi bildiğini sanan yorumlar Çok merak ediyorum bu arkadaşlar cevaplasın lütfen. Biz baskette bütçeyi varsayalım ki 2012-2013 yılında artırmaya başladık. 8-9 yıldır baskete önemli düzeyde yatırım yaptığımızı, yatırımı artırdığımızı düşünelim. Peki biz 1996 2012 yılları arasında basketbolda böyle büyük yatırımlar yapmıyorken futbol zirvelerde miydi? Lütfen dinlemek istiyorum.

Herhangi bir imada bulunmadan cidden bilenlerin detaylıca açıklamasını bekleyerek bir şey soracağım.Bu kulübün Sportif Direktörü'nün görev ve sorumlulukları nelerdir?
Daha da çok merak ettiğim Cüneyt Hoca'yı takımın başına getiren Sportif Direktör müdür, Başkan mıdır?
Eğer Sportif Direktör getirdi ve transferdeki tüm yetkiyi Hocaya bıraktı ise bununla ilgili görüşü ve aydınlatıcı açıklaması nedir?
Yok o değil, başkan getirdiyse ve hocaya "transfer sende" dediyse Sportif Direktör olarak futbol şubedeki yetki ve sorumluluk sahası nedir?Bilen biri açıklayabilir mi lütfen?

Zükşeddin'e neredeyse tamamı ile katılıyorum. Ama dahası da var bu işin. Kimsenin -özellikle 2000 sonrası doğan- genç arkadaşlardan "acılara sevdamız" edebiyatı beklemesini mantıklı bulmuyorum. İnsanların değil Seri A, Premier Lig; Championship, Seri B liglerini bile tek tıkla izleyebildiği ortamda mahallesinde oturduğun semtin takımına bu kadar uzak kalması akla mantığa uygun değil. Yayın desen yok, lisanslı ürünler hem görünür olma hem de satın alınabilirlik açısından hiç iyi durumda değil. Sene 2021 olmuş, dijital platformdan kombine alma imkanı yeni sunuluyor. Kulüp kombineler için telefon numarası paylaşıyor, hattın diğer ucunda en ufak bir kurumsal iletişim yok. Kombineler 10.00'da teslim alınabilir deniyor, bu saat olmuş öğleden sonra gelin şu an yok deniyor. Fuarda bir stant kurulmuş ki hakikaten rakiplerinle sınıf farkı olduğunu düşündürüyor. Mevcut yönetimden önce sosyal medya hesapları bile münferit işletilir haldeydi, oralara hiç girmiyorum. Şehir dışından İzmir'e yerleşmiş bir arkadaşınızla bu işlere giriştiğinizi düşünün lütfen. Bu arkadaş bu kulübün büyüklüğüne nasıl inanacak bu şartlarda?Bugünün iletişim dilinden uzak, yıllar öncesinin sorunları ile hala kendi kısır döngüsünde boğuşan oluşumlar kitleleri heyecanlandırmaya ve arkasından sürüklemeye yetmiyor. Yetmeyecek de... Senin en büyük iki rakibin en üst düzey ulusal ligde mücadele ederken sen değil rakibini, maç gününü bile semtinde duyuramıyorken cazip bir seçenek olmaktan çok uzakta kalıyorsun. Bunlarla yüzleşmeden, bakış açımızı değiştirmeden 20-30 yıl öncesinin ezberlerini bozmadan yol almamız pek mümkün gelmiyor bana.Diğer taraftan İçel maçındaki oyun hakkında da iki çift laf etmeden duramayacağım. Hoca 0-0 oyununda ilerde sürekli hareketlilik yaratmaya, değişerek oynamaya çalışan bir takım oluşturmaya çalışmış sanırım. Hücumdaki diziliş bana sıklıkla 2-2-6 gibi gözüktü. Oyunu kanatlara yıkıp rakip savunmayı genişletmeyi amaçladığını düşünüyorum. Kağıt üstünde iyi gibi dursa da yeni transferler (özellikle de Furkan) inanılmaz yetersiz geldi bana. Ayrıca neredeyse tüm maç tek bir kanattan hücum etmeye çalıştığımız için de rakip sağa sola gitmek zorunda kalmadı sabit şekilde rahatlıkla savundu akan oyunu. Geriye düştükten sonra ise tamamen rezil bir hal aldı oyun. Orta sahada top alan, oyun aklı olarak merkezde yer alan tek bir allahın kulu kalmadı. Samican orada varmış gibi gözükse de ne oyunu açacak pas atmaya yeltendi ne de sorumluluk almaya cesaret etti. Okan Yılmaz son yıllarda izlediğim en ağır santrafor gibiydi. Cüneyt Hocanın oynamaya çalıştığı düzende kaleye sırtı dönük top alamayacaksa, hava toplarını indiremeyecekse, oyunu kanatlara genişletemeyecekse bu oyun sisteminde Hakan Kuş'tan fazlası yok eksiği var diyebiliriz. Son olarak da eğer gerçekten oyunu kanatlardan oynayacaksak Doğukan'ı ne yapıp edip bu oyunun bir takım oyunu olduğuna ikna etmemiz lazım. Topu aldıktan sonra pas vermek, boş koşu atmak, çizgide oyunu genişletmek bu kadar zor olmamalı. İçel maçında gördüğümüz oyun devam ederse hocanın 2022'yi, bizim de play-off'u görme ihtimalimizin olmadığı çok açık. Hakkımızda hayırlısı olsun.

"cannksk" dedi ki;

"Berkay_KSK" dedi ki;

Şirketleşme sorunsuz gerçekleştirildi 100 Milyon sermaye (4000 hisse) ile tüm hisseler Karşıyakalılar tarafından alındı. Futbol Şube de 10 yıl sonra Süper Lig'e çıktı ve Avrupa kovalıyor... Bu senaryoda hisse sahibi (maksimum %5 hisse sahibi olabilecekmiş) %5'lik hissesini yabancı bir girişimciye/yatırımcıya devretmek istedi. Sonuçta şirket ve bu devrin önünde yasal bir engel yok bildiğim kadarıyla. Böyle böyle şirketin hisselerinin %70'i dağıtık bir şekilde birçok yatırımcıya geçti diyelim 20 yıl sonra. Bu durumda işleyiş nasıl olacak? Burada derneğin söz sahipliği olacak mı şube üzerinde? Karar noktasında izleyici mi olacak spor kulübü? Bu hisseleri dernek statüsünde olan Spor Kulübü geri almak istedi diyelim. Hangi para ile kendi bünyesine dahil edecek? Varsayımsal olarak 120 hissedar var diyelim. Bu 120 dağıtık hisse sahiplerinin kararı ile mi hareket edilecek?Şu anda bunlar şirket sözleşmesinde var akşamki tanıtımdan sonra siteler yazar detayları ama hisse devri önünde yasal engel var, her şirkette vardır kafana göre ben şuna satıyorum diyemezsin. Devirde şirkete satmak zorundasın hisseni

 

Ya da şube devri gerçekleştirilirken (ki bu kiralama sözcüğü hukuki zeminle çok da örtüşen bir ifade gibi gelmedi bana) olası stadyumun sahipliği dernekte mi olacak? Yoksa o da futbol şubeye mi verilecek? Stadyum yapıldığı senaryoda hak sahipliği kimde olacak?
Kiralamanın hukuki zemini var, 7 veya 10 yıl gibi bir süreyle futbol şube yönetimini dernek şirkete bırakacak, bunun karşılığında futbol kaynaklı borçlar sürdürülebilir olacak. Bu borçlar artık şirketin sorumluluğunda olacak. Şirketteki sermayesi ne kadarsa o sermayedeki payı kadar borçtan her ortak sorumludur. Başka modellerden burada ayrılıyor, 1 milyon TL sermayeli şirket kurulsa yarın iflas etse diye bir soru mantıklı olurdu ama 100 milyon TL sermayeli şirket kuruluyor. Futbol Borcu bu rakamın altında kaldığı sürece derneğin bir riski yok. Stad konusunda ise Türkiyede yapılan stadlar devletin, kulüplerin değil. Ne derneğin ne de şirketin bir hak sahipliği olmayacak, devlet kulübe kullanım hakkı verecek. Kulüp de bu hakkını doğal olarak şirkete devredecek .
Bugün Karşıyakalılarda olacağı belirtilen hisselerin 40-50 yıl sonra kimlerin eline geçeceği nasıl öngörülebilir? Şube %100 şirketleştirilmişken tekrar derneğe devrine ilişkin asgari bir koşul belirtilecek mi?Şubenin herhangi bir yüzdeyle şirketleşme işi ancak Turgay Büyükkarcının dediği gibi 2023'de devlet zorunlu kılarsa olur. Şirkete devri konusunda , devir şartları olduğu gibi çift taraflı fesih ve iade şartları da olacak. Derneğin tekrar devralması söz konusu olduğunda her hangi bir para ödemesi gerekmeyecek. Hisselerin kimin eline geçeceği meselesi ilk maddede yazdığım gibi açıklanınca okursunuz bu konu şirket kuruluş maddelerinde çok sert ve soru işaretine imkan vermeyecek şekilde net belirtilmiş. Öncelik hakkı yönetim kurulunda sonra A grubu hissedarlarda sonra B grubu hissedarlarda ve bir kişinin yüzde 5 hisse üzerine çıkma şansı yok

Bu konularda gerçekten kaygı taşıyor ve merak ediyorum. Bilgisi olan paylaşırsa çok memnun olacağım. 5-7 yıl içerisinde bir nebze heyecan yaratıp 20 yıl sonra bizi kahredecek bir şeye dönüşmeyeceğinin teminatı hangi şartlarla sağlanacak?
Böyle bir şeyin teminatı asla yok. Bu model finansman modelidir. Kötü tercihlerle başarısız olunabilir. Ama bundan daha başarısız ve borçlu olunma ihtimali yok futbol bazında. Burada asıl korkulması gereken derneğin geleceğidir. Basketbolda bu anlayış devam ederse dernek 5-10 sene içinde futbola borcu kalmayacak olsa bile devlet borclarından yine aynı konuma gelecektir.

Karşı olan veya destekleyen herkesin bu soruları fazlası ile sorması lazım ama bazı yerlerde okuyorum bu 300-400 kişiye çok saçma suçlamalar yöneltiliyor. Her şeyden önce bu şirket kurulsa bile kongrede devir onaylanmadığı sürece hiç bir hükmü yok. ikincisi maksimum sermayenin 5 milyon tl olduğu yerde insanlara kulüp üzerinden zengin olma imaları yapılıyor, yahu adam 5 milyon liralık arabaya biniyor, 100 milyon üzeri cirolu şirketi, yatları, katları var. 4.ligde olan bir futbol şubesinden %5 hisse alıp nasıl bir zenginleşme ihtimali olacak bana açıklarsanız sevinirim.

 

Ayrıca eleştiri olarak değil ama Berkay_KSK önümüzdeki 10 yılı 20 yılı 40 yılı sormuş, şirket yoluyla veya değil büyük bir sermaye girmediği sürece tam 3 sene sonraki seçimlerde bu kulubün ne olacağını öngören veya düşünen var mı ? Kulüp başkanı 3 senede 15 milyon vermiş, bir 15 daha verecek gücü var mı? Olsa bile bu kadrodaki kilit isimleri 3 sene boyunca tutabilecek miyiz veya benim bilmediğim altyapıdan çıkıp bizi kurtaracak bir isim var mı ? Bonservisi para edecek bir oyuncumuz var mı ? 3 ay önce hesap kesilip 92 olarak açıklanacak ancak gerçeği 107 milyon tl olan borcumuz 160 mı olacak 170 mi ? Stad yapılırsa ki minimum 3 sene, 10,000 kişi 40'ar liradan her maça bilet alıp ikiye bir yapmadan 4.ligdeki takımın her maçını doldurup gelir yaratıp üst lige mi çıkacağız ? Şirket olayını desteklemeyen bir arkadaş da bunları cevaplarsa sevinirim.
Not: Gökmen hariç

Detaylı açıklamalar için teşekkür ederim. Özellikle de bu kaygılara ciddiyetle yaklaşıp aydınlatma gayretin için... Tercih edilecek yöntemden ziyade, yöntemin sınırlarının belirlenmesini çok önemli buluyorum.

Kulübün mevcut şeklini güzelleyecek halim yok. Bu şekilde doğru bir idare tahsis edilemediği ortada öncelikle bunu belirteyim. Ama eleştiride bulunuyoruz diye de "gel sen yap o zaman" demek de gelişimi, değişimi destekleyen bir yaklaşım değil. Farklı fikirler vesilesi ile mevcut şartların iyileştirilebileceğini umut ediyorum. Benim bu şirketleşme işi ile ilgili birkaç sorum var. Detaylıca bilen varsa lütfen aydınlatmasını rica ediyorum.Velev ki;Şirketleşme sorunsuz gerçekleştirildi 100 Milyon sermaye (4000 hisse) ile tüm hisseler Karşıyakalılar tarafından alındı. Futbol Şube de 10 yıl sonra Süper Lig'e çıktı ve Avrupa kovalıyor... Bu senaryoda hisse sahibi (maksimum %5 hisse sahibi olabilecekmiş) %5'lik hissesini yabancı bir girişimciye/yatırımcıya devretmek istedi. Sonuçta şirket ve bu devrin önünde yasal bir engel yok bildiğim kadarıyla. Böyle böyle şirketin hisselerinin %70'i dağıtık bir şekilde birçok yatırımcıya geçti diyelim 20 yıl sonra. Bu durumda işleyiş nasıl olacak? Burada derneğin söz sahipliği olacak mı şube üzerinde? Karar noktasında izleyici mi olacak spor kulübü? Bu hisseleri dernek statüsünde olan Spor Kulübü geri almak istedi diyelim. Hangi para ile kendi bünyesine dahil edecek? Varsayımsal olarak 120 hissedar var diyelim. Bu 120 dağıtık hisse sahiplerinin kararı ile mi hareket edilecek?Ya da şube devri gerçekleştirilirken (ki bu kiralama sözcüğü hukuki zeminle çok da örtüşen bir ifade gibi gelmedi bana) olası stadyumun sahipliği dernekte mi olacak? Yoksa o da futbol şubeye mi verilecek? Stadyum yapıldığı senaryoda hak sahipliği kimde olacak?Bugün Karşıyakalılarda olacağı belirtilen hisselerin 40-50 yıl sonra kimlerin eline geçeceği nasıl öngörülebilir? Şube %100 şirketleştirilmişken tekrar derneğe devrine ilişkin asgari bir koşul belirtilecek mi?Bu konularda gerçekten kaygı taşıyor ve merak ediyorum. Bilgisi olan paylaşırsa çok memnun olacağım. 5-7 yıl içerisinde bir nebze heyecan yaratıp 20 yıl sonra bizi kahredecek bir şeye dönüşmeyeceğinin teminatı hangi şartlarla sağlanacak?Bilgilendiren arkadaşlara şimdiden teşekkür ediyorum.

Taş yerinde ağırdır. Başbakan ait olduğu yere geri döndü, Karşıyakamız da tez vakitte dönecektir. Maddi meselelere dikkat çeken arkadaşlar olacaktır. Ama bu noktada unutulmaması gereken mesele, kendisinin ve Karşıyaka'nın marka değeri bir araya geldiğinde toplamdan daha yüksek bir değer ortaya çıkıyor. Göz önünde olmak kısa vadede finansal kazanımlar sağlamasa da, uzun vadede dikkatlerin ve ilginin geride kalan 3-4 seneden çok daha fazla Karşıyaka'da olacağı bir dönem olacaktır. Bunun da finansal kazanımları muhakkak ki olacaktır. Öyle umut ediyorum ki yönetim bu vaziyeti Üçlü Kombine Paketi gibi sıcak girdiye dönüştürecek bir uygulama ile taçlandırır. Böylelikle etki alanı diğer branşlara da sirayet edecek bir nakit akışı sağlamak mümkün olacaktır. Haber netleştiğinde bizzat ileteceğim. Başka kanallar vesilesi ile iletilmesi de faydalı olur düşüncesi ile özellikle yazıyorum. Hepimize hayırlı olsun! Hoş geldin Başbakan!

Birkan Batuk heyecanlandırdı. Adam akıllı savunan ve atabilen bir kısa forvet, mevcut kadroya ilaç gibi gelir. Çok isabetli bir hamle olmuş.