Zaytungu çok sık takip edenlerin aşina olduğu bir futbol kulübüdür
Menemenspor, resmi adıyla Menemen Belediyespor. Zira son dakika haberleri olsun, manşet haberleri olsun; bir futbol goygoyu döndürüleceği zaman özne hemencecik bu takım oluverir.
Ancak yıllardır orta sıraları süslemekten öteye geçememiş olan İzmir temsilcisi bu sezona bambaşka bir giriş yaptı: Beş maçta iki galibiyet ve üç beraberlik aldılar. Bunun da ötesinde, dört maçtır hiç gol yemediler ve toplamda sadece bir gol yiyerek şu an profesyonel liglerin en az gol yiyen takımı konumundalar.
Muazzam bir yükseliş örneği olarak gösterilebilecek bir durumda olmadıklarını kabul edebiliriz ancak gol yememelerini sadece tesadüfe bağlamak da en hafif deyimle insafsızlık olacaktır. Sonuçta sezona 13 futbolcusunu gönderip yerlerine ikisi kiralık, biri altyapıdan toplam 20 futbolcu transfer etmiş bir takım olarak girmişlerdi.
Altyapıdan yükselttikleri
Oğuzhan Cesurun haricinde Beşiktaş altyapısından Veli Çetin ve Hakan Sayını; Manisaspor altyapısından Bayram Hasçeliki takıma kazandırdılar. Profesyonel liglerde mücadele etmeyen Bağcılar, Manisa İl Özel İdare, Ankara Esnafspor, Şehitkamil Belediyespor gibi takımlardan da transferler yaparak son yıllarda profesyonel statüye en çok oyuncu katan takımlardan birisi haline de geldi Menemen Belediyespor.
Nazilli Belediyespor ile yaptıkları gergin kupa maçında elenmeden önce, bir önceki turda da 9 kişi kaldıkları maçta güçlü takımlardan Ayvalıkgücünü 3-1 mağlup edebilmişlerdi.
Evinde oynadığı maçlarda henüz galibiyetle tanışamayan, hatta gol dahi atamayan Menemen Belediyespor; deplasmanda iki kez galip gelip bir kez de beraberlikle sahadan ayrıldı. Kurduğu defans hattının ve Beşiktaştan transfer ettikleri genç kaleci
Umut Kayanın bu süreçte çok büyük payı var elbette.
Sezona böyle güzel giriş yapan bir diğer Üçüncü Lig temsilcisi de, üç grubun en fazla puana sahip takımı olan
İstanbulspor oldu. Beş maçta dört galibiyet, bir de beraberlik (Menemen deplasmanından) koparan İstanbulun boğaları; son yıllardaki en iyi başlangıcını sergiledi. 11 kez karşı fileleri havalandırırken, iki kez de kendi kalelerinde gol gördüler. Tesadüf olmasa gerek; iki takımın da yükselişinde kaleci transferlerinin büyük payı var.
Karagümrükten transfer edilen Volkan Canbolat, İstanbulspor kalesinde çok klişe bir tabirle devleşerek İstanbulsporun kronik kaleci sendromunu çözmüş görünüyor. Futbolcu izleme komitelerinin, en azından bir nebze de olsun Menemen ve İstanbulda işe yarar bir tablo çizdiğini görebiliriz. Umarım önümüzdeki sezonlarda Türk futbolunu ilerletmeye ve takımların vizyonlarını genişletmeye dayalı çalışmalar yapanların sayısı artar.
İstanbulspor, 1 Ekim 2013te Türkiye Kupasında Rizespor ile oynayacak; bir önceki turda bir diğer İstanbul temsilcisi Sancaktepeyi 2-1 mağlup etmişti.
Maçlarında beşte dört yapan bir diğer takım da İstanbulspordan sonra en çok puan toplamış olan
Derince Belediyespor. Geçtiğimiz sezon yükseldiği profesyonel liglerden düşme tehlikesini uzun süre ensesinde hissetmiş olan Kocaeli temsilcisi, bu sezona da mağlubiyetle giriş yapmasına rağmen sonraki dört maçında yedi gol atıp sadece bir kez gol yiyerek grubunda liderliğe yükseldi.
Elbette yükselişte olan tek takımlar bunlar değil. Yeni profesyonel olmuş olan
Düzyurtspor beş maçta hiç kaybetmedi; averaj ile grubunda diğer puandaşı
Orhangazinin önünde, lider durumda. İki takımın da iki beraberliği var. Derincenin lider olduğu Birinci Grupta beş maçta hiç yenilmeyen
Sivas Dört Eylül (Menemenspor gibi o da sadece bir kez gol yedi) ve Ümraniyespor da dikkat çeken takımlar arasında
Zira bilhassa güce, efora ve ayakta kalmaya dayalı 3. Ligde; defans hattınızın iyi olması başlı başına yeterli gelmez. Dört maçta gol yemeyen Menemen Belediyespor, hücum ayaklarına da biraz özen gösterseydi şu an profesyonel liglerin en çok puana sahip takımlarından birisi olurdu. Bunu başaran Sivas Dört Eylül ise liderlik potasında