Coronavirüs Türkiye

ginola · attacante

Beytulma yazdı:

1) Hangi ekonomi bu? Alt-orta sınıf ekonomisi mi? yoksa büyük godomanların ekonomisi mi? Eğer alt-orta sınıf olduğunu düşünüyorsan zaten tartışmanın mantığı yok. Devletin seni umursadığı yok. Tek derdi büyük piyasaya sahip şirketler. Dediğim gibi aksini düşünüyorsan seni fena keklemişler demektir bu. Ekonomi harika gidiyor bu nedenle milletin açlıktan ağzı kokuyor, sağlık sistemiyse öyle efsane durumda ki corona olan bir arkadaşın babasını merkezdeki hastanelerde yer kalmadı diye ilçe hastanesine alıp 15 saat koridorda yapılan acil alanında beklettiler. Allahtan dengede tutmuşlar. Bizim toplum ''padişahım çok yaşa'' kafasında olduğu ve kraldan çok kralcılık yaptığı için hep geri kalmış durumda zaten. Ülkeler gelişmiş olsa da halklar maldır bunu unutma. Almanya'da da, Avustralya'da da isyan edenler vardı. Dünya halkları salaktır bu acı bir gerçek. Ha bizim buradaki işçi kesimden de bir cacık olmaz merak etme.

2) Bankalar çok iyi durumda aynen. Orada çalışan akrabalar ve tanıdıklar da aynen bu söylüyor. O yüzden birçok banka ve bölge müdürlükleri karantinaya alındı, testi pozitif çıkan veya vefat eden banka çalışanı ve yakınları (gerçi onlar misafirlikten ölmüşlerdir) için her Allahın günü gelen yardım duyuruları şakadan ibaret olsa gerek. Neden sorun olsun ki bankalarda tek tek içeri alınıyorlar sonuçta. Okullardaysa hurra içeri dalıyorlar. (Buradan okullar açılsın istediğim çıkmasın şimdi)

3) Okulların açılması nasıl bir hata ise şurası açılsın, burası yarım kapansın, öbürü açık ama kapalı tarzda çalışsın mantığı da bir o kadar hatalı. Çocuklar virüs bilmez ama bilen salakların da çocuklardan ayrı kalır tarafı yok. Onu nasıl dizginleyeceksin. Adam yüksek mühendis, mali müşavir, birim müdürü olmuş ama uyarılara rağmen ofise gelip ''bize de mı lolo?'' tarzında takılıyor. Fark göremiyorum hatta bu tipler daha tehlikeli gözümde. Ha bir de okulların ekonomik boyutu var. Mesela öğretmenlere bu şartlarda verilen maaş. Online ders saçmalığını örnek verip ders var, öğretmenler emek veriyor deme lütfen bozuşuruz. Öğretmenler şu pandemi sürecinde ekonomik anlamda devlete en çok zararı olan kesim. Net. Evde otur (bu süreçte en çok gezenler de öğretmenler oldu ayrıca.) 2-3 saat yarım yalamak bir şeyler anlat veya anlatama ama maaşını tıkır tıkır al. Hatta başlarda açılmayan kurs ve girilmeyen ek derslerin parasını da almışlardı yüzsüzce sonradan kursu iptal ettiler ama şimdi online ders üzerinden de bir maaş veriliyor diyebiliyor. Eee ekonomi? pandemi? vs. Öte yandan coronaya yakalanan aile hekimlerinin maaşı kesiliyor. Gerçekten sağlık ve ekonomi dengesi gözleri yaşartacak cinstenmiş. Ekonomi ve sağlık alarm vermemiş durumda çünkü o alarma basacak fırsat bulamıyor sağlık çalışanları artık.

4) Daha önce olmayan bir sistemi (online ders) milyonlarca öğrenciye bir anda vermeye kalk ama 10 yıldır varolan ve neredeyse bütün işlemleri (nakit para çekmek hariç) yapabileceğimiz bir sisteme sahip meslek grubunu işe gitmeye zorla. Keza yıllardır az veya çok birçok kamu kurumunda bazı online işlemler yapılabiliyor ama gene okullar hariç işe gitmek mecburi. Odalarda 3-4-5-6 kişi çalışıyor millet.

5) Ben ekonomistim ama basit matematik mantığına bayağı güldüm kusura bakma.

. Aynen kardeşim misafirlikleri kapatırsan (misafirliklere gidilsin demiyorum) vaka sayısı azalır. Keşke diğer diğer taraftan misafirliklerle birlikte işleri kapatmayı da düşünsen de vaka sayısı o şekilde nasıl seyreder onu da hesap etme mantığına sahip olsaysın. Emin ol böyle çok daha basite indirgemiş olurdun bu enfes matematiğini. azır damat da istifa etmişken ekonomi bakanı olarak atanman lazım senin. Hatta sağlık ve eğitimi de vermeleri lazım.

6) Bulaş kelimesini bir doktorun kullanıyor olması doğru olduğu anlamına gelmiyor benim için.

Ülkeyi en az 14, hatta en mantıklı şekilde 4 hafta kapatmadıktan sonra alınan her karar boşuna, saçma ve ayırımcılık içerir. Net.

dostum sen kendi hayatında ve çevrende yaşadığın zorlukları, gördüğün kötü işleri biraz bana yüklüyorsun sanki)) zira benim dediklerimden farklı şeyler söyleyip, bana kızıyorsun. bir de üstüne bunları sloganlastırmaya çalışıyorsun. fazla heyecanlısın ve isyankarsın ama isyanın adresi ben değilim.

1) Ekonomi kısmında ben alt-orta sınıf ekonomisi veya godaman ekonomisi diye bir ayrım yapmadım. Devletin kendisini ve sistemini sürdürmek zorunda olduğu kendi ekonomisinden bahsettim. Bu tabi ki senden bağımsız bir durum. haliyle beni kekleyen yok ama bir ekonomist olmana göre olayı tam anlamamışsın zaten. Üretim diye bir şey var. Sen haftalarca eve kapandığında ekmeğini, makarnanı kim üretip, kim sana getirecek bir düşün bakalım. Yoksa "Ben evde olayım ama diğerleri çalışsın" kafasında mısın?

Üstelik 'ekonomi harika gidiyor' gidiyor diye bir şey de söylemedim. Devlet, iktidar, hükümet bu dengeyi bir arada yürütmek zorundadır her zaman. Bunu senin iyiliğin için yapıyor veya seni düşünmeden kendisi için yapıyor; o ayrı bir konu. Ama herhangi bir mekanizmanın "Ekonomi zaten kötü, hadi daha da bozulsun o zaman" diyecek lüksü yok.

2) Burada demogojinin kralını yapmışsın ve konudan saptıkça sapmışsın. Cevap vermeye gerek bile yok.

3) Burada öğretmenlere bile saldırarak kendini belli ettin. En çok gezenler onlar olmuştur falan. Biraz kıskançlık var sende herhalde. "Biz işe gidiyoruz ama bak öğretmenler gitmiyor, bir de geziyorlar" diyorsun sanırım. Karantina isteğin de bundan olsa gerek. "Patrona, müdüre, amire gücümüz yetmiyor bari devlet kapatsın". Öğretmenler de emek veriyor; bozuşacaksak bozuşalım. Hem haftalarca karantina isteyip, hem de bir kesimin bu dönemde hayatını geçirmek için aldığı maaşı eleştirmek küstahlık bence. Sanırım kendin dışında kalan insanların hayatını nasıl idame ettireceği pek umrunda değil.

5) Sen bunu anlamamakta baya direndin. Bu da büyük başarı. Ben devletin "çalışın ama gezmeyin, sağa sola gitmeyin" dediğini söylüyorum. Bunu da savunmuyorum zaten ama mantığı bu. Eğer bunu idrak edemezsen "Bunların bir mantığı yok demen" normal. Üstelik bu mantık da bizim topluma yabancı değil. Buranın geleneği böyle şaşırtıcı değil. Babalar bile çocuklarını bir dönem "Evde ödevini yap, yoksa git bir yerde çalış. Sağda solda gezme" diye yetiştirdi. Bu toplumda sosyal hayat biraz lüks, hatta şımarıklık olarak görüyor. Fakat iş kutsaldır. Bu mantıkları, bu silsileyi anlıyorum diye aynı zamanda katıldığım anlamına gelmez. Fakat senin derdin işe gitmemek zaten. O nedenle iş yerin kapanmadıkça rahat etmeyeceksin. Ne iş yaptığını bilmiyorum ama öyle bir durum olursa inşallah işsiz kalmazsın. Gerçi öyle bir durumda da öğretmenlerin parasını daha çok diline dolarsın.

6) Senin için doğru olan benim umrumda bile değil. Sen kendi doğrularınla devam et. Ama sızlana sızlana zor geçer bu hayat. Hele böyle olağanüstü durumlarda daha da zorlar.

Bir de yurtdışında ülkelerini 4 hafta ve daha fazla kapatan ülkelere bir bak bakalım. Salgını önleyebilmişler mi? Oturduğun yerden "Kapatsınlar canım" demek en kolayı. Bu kapatmalar anca biraz rahatlık verir, sonra yeniden hortlar. Her ortaya çıktığında ülkeyi açıp kapamak da iş değil açıkçası. Ki öyle bir kapama da bile çoğu iş kolu çalışmaya devam ediyor. Şalteri indiren ülke yok. Belki Çin yapmıştır onu.

Beytulma · diffensore

Benim hayatım ve çevrem x bir şehirdeki vatandaşa göre emin ol daha iyi. Burada Pandemiden bahsediyorum Epidemiden değil.

1) Aynen kardeşim devlet ekonomisini yıllardır harika yürütüyor aman Allah zeval vermesin mazallah ekonomide sıkıntıya düşeriz yoksa. Üretim konusunda daha önceden nasıl olduysa bu şekilde olabilir. Bunu da yazmama gerek yok sanırım. Üretime katılan kişilerin sayısını azaltıp, çalışma saatlerini esnetip, ekstra tedbirler alarak bulaşma riskini daha aza indirmiş olur ekstradan da emeğinin karşılığını verebilirsin. Ben evde olayım başkası çalışsın kafasında değilim ama sen tam olarak öğretmenlerin izinlerini savunarak beni itham ettiğin kafada olduğunu belli etmişsin. Devlet başkasını eve gönderip o kişinin riskini azaltıp takır takır maaşını veriyorsa eğer bunu başkasına da yapmak zorunda, böyle ayırımcılıklar sonucunda mağdur olanların devlete karşı aidiyet duygusu yok olursa yöneticiler o zaman sızlanmayacaklar.

Bu arada sana katılıyorum devlet, hükümet neyse artık Suriyeli din kardeşlerine para dökmeye devam ederek ülkenin ekonomi planını devam ettirebilir. Devletin kendi ürettiği tesisleri satmakla başlayabilirler buna. Gerçi onlar bitmişti di mi? Pardon!

2) Gerçekler sana göre demagoji olmuş veya cevap bulamadığın için kaçmayı tercih ettiğini gerçeği çıkıyor bu maddede. Tıpkı birinci maddede ''o ayrı bir konu'' yazarak gene cevap veremeyip kaçtığın gibi.

3) Kıskançlık diyeceğini yemin ederim adım gibi biliyordum çünkü bu alınan mantıksız ve ayrımcılık dolu kararı açıklayacak hiçbir savınız yok. Buna da cevap verelim aynen kardeşim kıskandık. Mesela kamuda (özeli söylemiyorum bile) bile 7-8 bin maaş alan mühendisler, mimarlar, işe her gün gelmek zorunda kalan denetçiler, müşavirler, uzmanlar, birim veya şube müdürleri de öğretmenleri kıskanıyorlar. Hatta en çok doktorlar öğretmenleri kıskanıyor. Keşke full ek dersle 5000 tl karşılığından öğretmen olsaydık da 20+ bin tl ortalama maaş alan bir doktor olmasaydım diyorlar.

Hem asıl küstahlık emek vermeden para almak hatta hiç yapılmayan ek ders ve kapalı olan okul kurslarının parasını talep etmektir. Sendikalar sağcı, solcu, dinci demeden bunu istediler. Öğretmen olan 2 arkadaşım müdür oldular adamlar istifa edip öğretmenliğe dönmek istiyorlar. Hergün okuldayız bu ne saçmalık öğretmen olur evde miss gibi otururum diyorlar. Yapilanan nasil saçma olduğuna iyi bir örnek sanırım.

4) Kimsenin parasında gözüm yok. Madem olağanüstü bir durum var el birliğiyle altından kalkmak lazım. Girmediğin ek dersin ve kurs parasının pesine düşerek değil. Öğretmenler çıplak maaşları neyse alsınlar ama ek ders ve kurs parası almasınlar. Diğer bütün işlerde böyle. Bu şekilde işe gitmek zorunda kalan gündelikçi, yevmiye usulü çalışan emekçiler ile batma noktasına gelen küçük esnaf ve çalışanları arasında da bu paralar bölüşülebilir. Sokaktaki pazarcıyı sokağa çıkma yasağı var diye ceza verip evine gönderiyorsun ama oturduğu yerden birilerine maaş veriyorsun. Mesela sağlıkçılar, güvenlikçiler ve sosyal hizmet ile afet birimlerinde çalışanlar hariç herkes 1 aylığına asgari ücret alsın. Kimse açlıktan ölmez maaşından zaten hak etmediği para kesilirse. Benim derdim işe gitmemek değil. Çalıştığımız yerde corona olanların haddi hesabı yok. Evde yaşlı veya hasta olanlar var. Bizim derdimiz onlar. Öğretmen olan yaklaşık 10 arkadaşım var. Hepsi de çok yakın arkadaşlarım. Onlar bile ''saçmalık zaten abi bu kararlar'' derken senin savunman biraz komik oldu doğrusu.

5) Devlet çalışın gezmeyin dedi diyorsun ama bunu yaparken çalışmayıp maaş ödediği kişilerin gezip virüsü yaydığını unuttuğunu sen de unutmuşsun. Ha bu arada yaptığın hesaba halen gülüyoruz. Hoop ülkeyi kapa demiyoruz sen de bunu anlamamışsın zaten. Neyse aynen devam. Saçmalıkları savunmaya devam edin siz.

Neyseki berberler saat 22.00'dan sonra kapanıyor yoksa vay halimize.

minigolfmüdürü · attacante

“Saçmalıkları savunmaya devam edin siz.“

Üslubunda bulduğum bir hata var. Belki yazı dili olduğu içindir. Bunu ikili mesajlarında çok sık görüyorum. Aslında insanlarla aynı şeyi düşünüyorsun, karşındaki “ama şöyle de bir şey var” diyip sorgulama yapınca hemen hükümler veriyorsun. Bu doğru değil. Bu kutuplaştırıcı siyasi twitter dili. Ben bu durumdan rahatsız olduğumu belirtmek isterim.

O kadar negatif ve yorucu ki hayat. Fikrim varsa bile yorulmamak için çoğu zaman yazmaktan imtina ediyorum. Herhangi bir partiye üyeliğim, takım tutar gibi parti aidiyetliğim yok. Tüm -izm’ler ve ideolojilere bağlılığım yok. Bu sistemin kötünün iyisi olduğunu düşünenlerdenim. Ama yazılarına farklı bir bakış açısı ve ekleme yapana bodoslama giriyorsun be başkan. Eleştirdiğin zihniyetlere benzeme lütfen.

Ne tavsiye ediyorsun peki? Sıradan bir vatandaş olarak ne yapayım? Ucu açık konuşma çözüm sun o zaman. Elimizde tek güç 3-4 senede bir önümüze konan sandık. “Uyuma halkım” diyorsun, koyun diyorsun. Ne yapabilirim peki? Onu de.

ginola · attacante

Dostum sen çıldırmışsın) Pandemi insanların sinirlerini bozuyor bunu biliyordum ama böylesini görmedim. Seni birileri kızdırmış ama gücün yetmemiş, gelip burada bize taşıyorsun, canın sağolsun.

"Benim hayatım ve çevrem x bir şehirdeki vatandaşa göre emin ol daha iyi."
Bu kısımdan emindim zaten. Zira tam tuzu kuruların talepleri var sende.

"Aynen kardeşim devlet ekonomisini yıllardır harika yürütüyor aman Allah zeval vermesin mazallah ekonomide sıkıntıya düşeriz yoksa" O kadar şey yazdım hala bana bu girişle cevap veriyorsan iki ihtimal var; ya yazdıklarımı okumuyorsun ya da anlamıyorsun. Ama sanırım ikincisi.

Çünkü genel bir konuyu (devletlerin niyetleri, varlık nedenleri vs) pandemi başlığı dallanıp budaklanmasın diye "ayrı konu" olarak belirttim ama sen bana bunu; "tıpkı birinci maddede ''o ayrı bir konu'' yazarak gene gene cevap veremeyip kaçtığın gibi" diye sunuyorsun. Hatta o parantez içini bile "devlet savunması" olarak bile algılamış olabilirsin, şaşırmam.

Sen fantazi dünyanda yaşamaya devam et. "Herkes bir ay asgari ücret alsın". Görünürde hoş bir talep ama olmayacağını biliyorsundur umarım. Maksat laf olsun, "Ben adaletten, eşitlikten yanayım" demek için fırsat işte; o kadar. Hiçbir karşılığı yok bunun bu toplumda, bu yüzyılda. Hele hele her asırda bir kez olan ve beklenmedik bir pandemi esnasında olacak şeyler değil. Bu ülkede bir fazla maaş için birbirini satan insanlar var; biraz nerede yaşadığımızın farkında olalım. Üstelik toplumun her kademesinde o kadar gelir adaletsizliği varken, gelip öğretmenleri seçmek de apayrı bir kıskançlık bence.

Bu arada bir ay asgari ücret diyorsun, ama pandemi en azından Türkiye'de 9 aydır sürüyor. Haliyle o muhteşem bir ay asgari ücret planın, en başından beri uygulansaydı 1 ay olacaktı sana 9 ay. O zaman bak bakalım kim kimi kesiyordu günün sonunda. Bana sakın "bir ay kapansaydık pandemi biterdi" deme; İspanya ve İtalya geçen ilkbaharda bunu nispeten yaptılar ama oralarda bile yine bitmedi. Eylül gelince orada da arttı yine. Bu kapanarak bitecek bir hastalık değil, en fazla azaltır ve hastaneleri rahatlatırsın. Gerçi sen uzmanları dinlemiyorsundur, bu hastalık ile ilgili yapılan çalışmaları okumuyorsundur, ne de olsa 'bulaş' diyorlar. Sana ters gelir öyle kelimeler...

En kısa zamanda gerçeklere dönmen dileğiyle. Dönemezsen zaten başına gelenlerin mantığını anlamadan sızlanmaya, sana gerçekleri anlatmaya çalışanlara da gülmeye devam edersin

YeşilBeyaz37 · centrocampista

minigolfmüdürü yazdı:

Nickten Bursa diye tahmin ediyorum, Bursa Valiliği'nin bir kararı var ama tek kişi için değil.

Bursa Valiliğinden yapılan açıklamada, İl Hıfzıssıhha Kurulu toplantısında alınan kararlar hakkında bilgi verildi.

Toplantıda kentte faaliyet gösteren belediye ve özel halk otobüsü, hafif raylı sistem (metro), minibüs, fabrika ve iş yerlerinin servis araçları gibi toplu taşıma araçlarıyla şehirler ve ilçeler arası yolcu taşıyan ulaşım araçları, taksiler, her türlü ticari araçlar, servis araçları ve içinde birden fazla kişi bulunan özel araçlarda maske kullanılmasının zorunlu tutulmasına karar verildi.

Eylül ayında bir genelge çıkmış, onda da şey diyor :

Genelgenin ilgili bölümünde, “Ülke genelinde (meskenler hariç olmak üzere) tüm alanlarda (kamuya açık alanlar, cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller, toplu ulaşım araçları, iş yerleri, fabrikalar vb.) vatandaşlara istisnasız maske takma zorunluluğu getirildi” ifadesi yer alıyor.

Söz konusu bölümde bazı toplu kullanım alanları belirtilse de meskenler hariç denildiği için özel araçlar da bu tanımın içine giriyor mu diye kafalar karışmış durumda. Bundan dolayı ceza yiyen görmedim. 1-2 foruma baktım "arabada dezenfektan olması gerekli mi? Ceza yermiyim" diye sormuşlar. Ceza yazılsa gündem olurdu gerçi.

Nereden ne çıkıyor, iyi oldu hatırlattığı, İçişleri'nin sitesinde yarından itibaren Hes Kodu kontrolünün sıklaşacağı söylüyor.

2. Toplu ulaşım araçlarına yönelik denetimde toplu ulaşım araçları tek tek kontrol edilecek. Özellikle yolcu kapasite sınırlaması, HES kodu ibrazı, maske takma zorunluluğu ve ulaşım araçlarında gerekli hijyen/temizlik tedbirlerinin alınması hususlarına ağırlık verilecek.

Almayan varsa alsın. Gereksiz bürokrasi, zaman kaybı, dert anlaşma ile uğraşmayın. E-devlet veya Sms ile de alınıyor. Hayat Eve Sığar pil yediği için silmiştim, onu indirdim, sistem patlamış.

SMS yöntemi ile HES yazıp boşluk bırakarak sırasıyla; T.C. Kimlik Numarası, Kimlik Kartının Ön Yüzündeki Seri Numarasının Son 4 Hanesi ve "Paylaşım Süresi" gün sayısı olarak yazılır ve 2023'e SMS olarak gönderilir.

Şimdi haberi bulamadım ama Çorum'da tek başına araba kullanan birine ceza kesilmek istendiğini okudum. Hatta videolu bir haberdi. Bu arada maske takılsa bile aynı ortamda soluk alışverişinden virüs kapılacağına eminim. Sadece maruz kalınan virüs sayısı farkeder. Neyin ne olduğunu bilmediğimiz için önlemlerin bu kadar abartıldığını düşünüyorum. Yoksa ben Ramazan ayında otobüse binmemek için oruçlu oruçlu 15 km yol yürüdüm. Son zamanlara kadar kalabalık ortamlarda sigara içmeyi bile yasaklamadılar. Bu maske takmamaktan daha riskliydi aslında. Adamlar kalabalık caddelerde sigara içip milletin yüzüne üflüyordu. Sigara içmiyorum ama bu da yanlış uygulanacak eminim. Issız bir sokakta tek başına yürürken sigara içen adama da ceza kesilir. Cezalar uygulanırken keşke bir mantık olsa. Hiç kaza olmayan bir yere radar koymaktansa sürekli kaza yere radar koyulsa mesela.

Bozkurt1903 · attacante

YeşilBeyaz37 yazdı:

Şimdi haberi bulamadım ama Çorum'da tek başına araba kullanan birine ceza kesilmek istendiğini okudum. Hatta videolu bir haberdi.

Düzeltme yapayım.
Araç ters yönde gittiği için durduruluyor.Sürücü araçtan maskesiz indiği için maske takması söyleniyor.Maskesi olmadığı içinde ceza yazılıyor.
Ben arabada tek başımayım niye maske takayım diyincede Polis araçtan inmeyecek misin hiç diye cevap veriyor haliyle.
Daha öncede yazdığım gibi özel aracında tek başına seyehat edenlere maske takma zorunluluğu yok.

minigolfmüdürü · attacante

Çok haklısın. Bi tane kafa karışıklığı da bugünden. Komşumuz çocuğunu hastaneye götürecekti. Dönüşü çocuğun sokağa çıkma saatini geçiyor. 4 kişi “ceza yer mi acaba” diye araştırdık. 2 haber “ebeveyni ile serbest” , 2 haber “ceza yer” diyor. Pratikte çok büyük dertler var dediğin gibi.

Bozkurt1903 · attacante

26.11.20
Türkiye 29,132 günlük vaka sayısı ile dünya genelinde en yüksek vaka sayısı bildiren ülkeler listesinde 1. sıraya yükseldi.

1- Türkiye: 29132
2- İtalya: 29003
3- Rusya: 25487
4- Hindistan: 24371
5- Birleşik Krallık: 17555
6- Polonya: 16687

Beytulma · diffensore

minigolfmüdürü yazdı:

“Saçmalıkları savunmaya devam edin siz.“

Üslubunda bulduğum bir hata var. Belki yazı dili olduğu içindir. Bunu ikili mesajlarında çok sık görüyorum. Aslında insanlarla aynı şeyi düşünüyorsun, karşındaki “ama şöyle de bir şey var” diyip sorgulama yapınca hemen hükümler veriyorsun. Bu doğru değil. Bu kutuplaştırıcı siyasi twitter dili. Ben bu durumdan rahatsız olduğumu belirtmek isterim.

O kadar negatif ve yorucu ki hayat. Fikrim varsa bile yorulmamak için çoğu zaman yazmaktan imtina ediyorum. Herhangi bir partiye üyeliğim, takım tutar gibi parti aidiyetliğim yok. Tüm -izm’ler ve ideolojilere bağlılığım yok. Bu sistemin kötünün iyisi olduğunu düşünenlerdenim. Ama yazılarına farklı bir bakış açısı ve ekleme yapana bodoslama giriyorsun be başkan. Eleştirdiğin zihniyetlere benzeme lütfen.

Ne tavsiye ediyorsun peki? Sıradan bir vatandaş olarak ne yapayım? Ucu açık konuşma çözüm sun o zaman. Elimizde tek güç 3-4 senede bir önümüze konan sandık. “Uyuma halkım” diyorsun, koyun diyorsun. Ne yapabilirim peki? Onu de.

Evet aynen öyle. Alınan saçma kararlar savunuluyor. Saçma olduğu apaçık olan kararlar savunulunca doğru mu demem lazım. ''Ama böyle bir şey var'' denilen şey de yapılan saçmalığı başka bir saçmalıkla açıklamaya çalışmaktan başka bir şey değil.

Fark ettiysen karşı argümanlara cevap verilmiyor, asıl saldırının nereden geldiği de mesajlarda duruyor. Kıraathane mantığı işliyor her yerde. ''Reis ülkeyi gapatamaz. Gabatırsa ülke batar''. Birazdan ''elinde cep telefonun var ekonomi kötü diyorsun'' yazmasından korkuyorum ama yazarsa da şaşırmam.

Twitter'ım var ama pek aktif olduğum söylenemez. Çok da okumam. Kokuşmuş siyasi muhabbetleri bırakalı da 10 yıl olmuştur. Çünkü bu toplum eğitilmez. Bütün toplumlar bu halde aslında daha önce de belirtmiştim. Bu sebepten dolayı siyasi anlamda birilerine bir şeyleri anlatma uğraşına pek girmemeye çalışıyorum artık ama bu pandemi konusu farklı bir durum.

Dün traş oldum 22.00 olan kapama saati 20.00 diye geri çekilmiş. İşten çık eve git derken 19.00 gibi gidip traş oldum bir kişi vardı önümde beklemek zorunda kaldım. Kapanışa yakın sıra bana geldi. Allahtan 20.00 olmadan bitirdi de çıktım. 19.50 gibi kaçtık virüsten. Dükkana girmesine 10 dakika falan vardı.

Kısıtlamalar, alınan kararlar muazzam. Hangi aklın ürünüyse üstün hizmet madalyası verilmeli kesinlikle.

berkutay · centrocampista

Erişkin yoğun bakım doluluk oranı 26 kasım 2020 tarihi itibariyle % 71,3
Sağlık Bakanımız :Güç İÇİNİZDE

Tribundergi.com / Tribun Dergi

Coronavirüs Türkiye

Kimler çevrimiçi